Site icon Yatırım Tecrübem

Portföyde Kaç Hisse Senedi Olmalı?

Portföyde Kaç Hisse Senedi Olmalı?

Bir portföyde yer alması gereken hisse senedi sayısı, modern portföy teorisi ile belirlenebilir. Bu teori, yatırımcıların risk ve getiri arasındaki dengeyi en iyi şekilde kurarak yatırım yapmalarını amaçlar.

Portföydeki hisse senetlerinin sayısını belirlemek için şunlara dikkat edilir.

  1. Risk (Volatilite): Hisse senetleri farklı risk seviyelerine sahiptir. Daha fazla hisse senedi seçmek, riskin çeşitlendirilmesine yardımcı olabilir. Ancak, portföyde çok fazla hisse olması da işlem maliyetlerini artırabilir.
  2. Korelasyon: Hisse senetleri arasındaki korelasyon, portföyün riskini etkiler. Düşük korelasyona sahip hisse senetleri seçmek, portföyün volatilitesini azaltır ve çeşitlendirme sağlar. Yani, korelasyonu düşük olan birçok hisse senedi almak, riskin azaltılmasına yardımcı olabilir.
  3. Optimal Hisse Sayısı: Çeşitli akademik çalışmalar, optimum hisse senedi sayısının 15-20 arasında değişebileceğini göstermektedir. Bu çalışmalara göre, 15 hisse senedi içeren bir portföy genellikle yeterince çeşitlendirilmiş kabul edilir. Ancak, daha fazla hisse senedi eklemek, riskin daha da azalmasını sağlar, fakat bu noktada daha fazla hisse senedi eklemenin marjinal faydası azalır.
  4. Veri ve Araştırmalar: Şu anki literatüre göre, 20-30 arasında hisse senedi bulunduran portföyler, genellikle iyi bir çeşitlendirmeyi ve risk yönetimini sağlar. Ancak, 100’den fazla hisse senedi bulunan portföylerde, çeşitlendirme avantajları azalabilir.

Türkiye’de Yapılan Çalışmalar

Türkiye’deki portföy çeşitlendirmesi üzerine yapılan akademik çalışmalarda, genel olarak yukarıda belirtilen ilkeler ve finansal risk teorileri doğrultusunda araştırmalar bulunmaktadır. Ancak, Türkiye özelinde yapılan çalışmalarda, bazı sektörler ve şirketler arasındaki yüksek korelasyon nedeniyle optimum hisse senedi sayısının yerel piyasa koşullarına bağlı olarak değişebileceği bulunmuştur. Örneğin, Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalarda, küçük şirketlerin daha fazla risk taşıdığı gözlemlenmiştir, bu da çeşitlendirme stratejilerinin farklılık göstermesine neden olabilir.

Hisseleri inceleyecek kadar zaman yada bilginiz yok ise fonlar bir tercih olabilir.

1-Bütçeniz küçük ise daha az hisse senedi(1-2) almak ve büyüyen şirketlere ortak olmaktır. Tek bir hisse risktir fakat doğru yerden alırsanız kısa süre içerisinden fonların ve enflasyonun üzerinde getiri elde edersiniz. Burada önemli olan tek hissede olsa kademeli alım yaparak bir ortalama yakalamaktır. Tekrar uyarıyorum bilginiz ve tecrübeniz varsa tabi. Yoksa eğer bist100 den sektörlerden birer tane seçerek riski dağıtada bilirsiniz. Bu daha az risklidir. Bunun içinde takip çok önemli trendi yakalamak her zaman portföyü yukarı taşımanıza yardımcı olur.

2-Bütçeniz büyük ise 5-6 tane büyük şirketlerden bir sepet yaparak hem enflasyona karşı korursunuz hemde riskinizi azaltmış olursunuz. En az Bütçenin büyüklüğü benim gözümde 1 yıllık maaşınızın toplamıdır. Bütçeniz milyonlarda olabilir o zaman farklı enstrümanlara da yönelmek gerekir.

3-Eğer toplu paranız yoksa maaştan düzenli alım yapmak istiyorsanız. Bu seferde sizin işinize yarayacak olan Temettü yatırımcılığıdır. Beğendiniz temettü hisselerden sepet yaparak uzun vadede bileşik getiriden yararlanabilir.

Portföyde hangi sektörden hisseler olmalı?

Portföyde hangi sektörden hisseler olmalı, yatırımcının risk toleransına, hedeflerine ve piyasa koşullarına göre değişir. Ancak bu soruya daha genel ve bilimsel bir bakış açısıyla yaklaşmak mümkündür. Aşağıda her iki soruyu detaylı olarak ele alacağım:

a. Çeşitlendirme ve Risk Yönetimi

Portföyde farklı sektörlerden hisse senetleri bulundurmak, sektör bazındaki dalgalanmalara karşı koruma sağlar. Örneğin, teknoloji sektörü ekonomik büyüme dönemlerinde daha hızlı büyürken, tüketici temel mallarına dayalı bir sektör resesyon sırasında daha stabil kalabilir. Sektörel çeşitlendirme, bir sektördeki olumsuz gelişmelere karşı koruma sağlar. Enflasyonun yüksek olduğu yerlerde tüketici mallarının olduğu sektörler daha ön plana çıkar. Örneğin gıda şirketleri

b. Sektörlerin Korelasyonu

Portföyde yer alan sektörlerin birbirine olan korelasyonu da önemlidir. Farklı sektörler arasında düşük korelasyon olması, portföydeki riskin dağılmasına yardımcı olur. Örneğin, teknoloji ve sağlık sektörlerinin birbirine olan korelasyonu genellikle düşüktür, bu da her iki sektöre yatırım yapmanın çeşitlendirme sağladığı anlamına gelir.

c. Ekonomik Döngüler

Sektörlerin ekonomik döngülerle ilişkisi de göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin, inşaat sektörü ekonomik büyüme dönemlerinde güçlü performans gösterirken, safra ürünleri ve enerji gibi sektörler daha çok global talebe dayanır. Bu nedenle, portföyde ekonomik döngülerden daha az etkilenen sektörlere de yer verilmesi önerilir.

2. Hisse Senedi mi, Fon mu Seçilmeli?

Hisse senedi seçmek mi yoksa fon (yatırım fonu, endeks fonu vb.) seçmek mi gerektiği sorusu, yatırımcının risk algısı, bilgi seviyesi ve zaman yatkınlığı gibi faktörlere bağlıdır.

a. Bireysel Hisse Senedi Seçmek

Bireysel hisse senedi seçmek, yatırımcının belirli şirketlere daha fazla odaklanmasını ve potansiyel olarak daha yüksek getiriler elde etmesini sağlar. Ancak, bu aynı zamanda daha yüksek risk ve daha fazla araştırma gerektirir. Hisse senedi seçerken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar:

b. Fon Seçmek

Yatırım fonları, portföy çeşitlendirmesini otomatik olarak sağlayan ve yatırımcının tek tek hisse senedi seçmek zorunda kalmadığı araçlardır. Fonlar, birden fazla hisse senedi veya varlık sınıfını içerebilir. Fon türleri arasında endeks fonları, mutual fonlar ve ETF’ler gibi seçenekler bulunur. Borsaya ayıracak zamanınız yoksa fon iyi bir tercih olabilir yılın belirli dönemlerinde hareket ettirerek yola devam edersiniz. Fonlar aracılığı ile de yurt dışı fonlarına yatırım yapabilirsiniz. Fonlar ile ilgili yazımı buradan okuyabilirsiniz.

Yatırım fon rehberi

c. Hangi Seçenek Daha İyi?

Exit mobile version